28 Nisan 2010 Çarşamba

Duman Fotoğrafı Nasıl Çekilir..

Öncelikle şunu belirteyim ki. Profesyonel olan arkadaşların duman fotoğrafları çekmesi için 400-500 watt ışık kaynağına ihtiyaç yokmuş, bunu anladım. Ve sizede anlatmak istedim. :)

Gerekli malzemeler:

1. Manuel ayarlı compact-slr fotoğraf makinesi. :)
2. 1 kutu tütsü. :)
3. Makinemizi sabitlemek için bir tripot.
4. Siyah bir kumaş.
5.Kumaşı asacak bir sandalye.
6.Karanlık bir oda. (banyo bunun için uygundur sanırım.) :)
7.Birazda sıvı yağ. :)

Çekime Başlıyoruz.

Öncelikle karanlık odada, makinenizi tripota sabitleyin. Manuel makinenizin ayarlar kısmından Flash ayarını olabildiğince kısın. Gördüğünüz fotoğraf -2/3 gibi bir ayarda çekildi.

Siyah Kuması Sandalyeye asıp makinenin önüne koyun. Duman fotoğraflarında arka plan çok önemli olduğu için bu maddeyi ihmal etmeyin. Daha sonra 3-4 tütsüyü güzelce yağlayıp duman çıkarmasını sağlıyorsunuz. Yağmanızın sebebi dumanın daha kalın bir şekilde çıkması içindir.


Duman renklendirmelerini ps vb. programlarda hue-saturation bölümünden yapabilirsiniz.

Not: Mümkün olduğunca çok deklanşöre basın. Çünkü dumanın şekli devamlı değişmektedir.
Dipnot : Diğer sorularınız için selcukdemirci@turk.tc veya www.sdemirci.com iletişim bölümünden sorularınızı bana iletebilirsiniz. Cevabınız blog sayfamda yayınlanacaktır.

Kolay gelsin...

Gece Fotoğrafları.


Hemen her fotoğraf makinesi sahibi, bir ya da birkaç kez gece çekimi yapmayı denemiştir. Bu denemelerin büyük bir çoğunluğu ise başarısızlık ile sonuçlanmıştır. Halbuki gece çekimlerinde dikkat edilecek bir iki ufak ayrıntı ile sonuçlar düzelebilirdi. Bunun sebeplerinden birisi hemen hiçbir gece karesi bir diğerine benzemez (eğer sabit bir obje fotoğraflamıyorsak). Bir diğeri ise çekilen fotoğrafın ne çıkacağını çok zor kestirebilmesidir.Şimdi hep beraber gece çekimleri tekniklerine değinelim.



Bir gezidesiniz ve karşınız da yapay ışıklarla aydınlatılmış tarihi, turistik ve ya resmi binalar var, bütün bunlarla beraber hafif bir yağmur yağmış, yollar ışıl ışıl, otomobillerin far ve stop lambalarından yansıyan ışık demetleri yerlerde yansıyor. İşte tam burada yanınızda bir tripod ve fotoğraf makineniz var ise harika fotoğraflar çekeceğiz demektir.



Öncelikle film (duyar kat) insan gözünden farklı çalışır, yani insan gözüne giren bir ışık demeti, bir süre sonra yok olurken, film üstünde eğer üstüne daha güçlü bir ışık gelmez ise sabit kalır. Bu yüzden gece çekimi yaparken birçok siluet oluşur, araba farları ya da stop lambaları uzar gider.



Gece fotoğraf çekmek için seçeceğimiz poz süresi (enstantane), saniyenin kesirleriyle değil (1/125, 1/60,.) saniyelerle (1, 2, 4, 8,.) ifade edilir, bu yüzden gece çekimleri için kullanacağımız fotoğraf makinesinin biraz üst model olmasında fayda olduğu bir gerçektir. Kimi kompakt (pocket) makineler de makinenin pozlama süresine ya da otomatik flaş kullanımına hükmedemediğiz için gece çekimi yapmak bir azap haline dönebilir.



Makinemizin pozlama süresine, diyafram ayarına hükmedebildiğimizi düşünerek devam edelim. Gece, gün içine göre çok az ışık olduğundan alışıla gelmiş makine çekim teknikleri yetersiz kalacaktır. Öncelikle eğer gece çekimlerinde acemi iseniz mutlaka yanınızda bir tripod olması gerekir. Biraz daha fazla kare çektiyseniz geceleri tripod yerine çevrenizde görebileceğiniz düz zeminlerden, elektrik ya da tabela direklerinden nasıl faydalanacağınızı keşfetmiş olacaksınız ki bu keşifler ile gece çekimlerinin tadına daha da varacaksınız.

Makineniz de otomatik çekim modu’nun (P) olduğunu düşünürsek işimiz nispeten çok kolay demektir. P konumun da makine ortam ışığına göre en uygun enstantane (perde açılıp kapanma hızı) ve diyafram (duyar kat üstüne düşecek ışık şiddeti) ayarlarını kendisi yapacak ve size sadece deklanşöre basmak kalacaktır.


Bazı makinelerde P nin yanı sıra zaman öncelikli anlamına gelen T konumu da vardır. T konumun da makine sizin belirleyeceğiniz enstantane hızına göre uygun diyaframı otomatik olarak ayarlayacaktır.

Yine bazı makineler de diyafram öncelikli çekim anlamına gelen A konumu bulunur. Bu komunda makineniz kullanmak istediğiniz diyafram değerine göre enstantaneyi kendisi tespit edecektir. A konumunu iyi kullanmak için fotoğraf makinenizden daha çok kullandığınız objektifleri çok iyi tanımanız gerekir.

Bunlarla beraber makineniz de bulp (B) konumu varsa yukarında ki diyafram ve enstantane ayarlarınızı kendiniz yapabilirsiniz demektir. Bu durumda dikkat edilmesi gereken faktörler biraz daha artacaktır. Öncelikle yanınızda kilitli deklanşör olmalıdır. Aksi halde B konunda fotoğraf çekebilmek için sürekli deklanşöre basılı tutmak gerektiği için makine tripod üstünde bile olsa mutlaka titreyecektir. Bu titremenin sebebi ortam da bulunan hareketli araçlar olabileceği gibi kalp atışınız bile olabilir.



Gece çekimlerinizde ki ilk denemeleriniz de makinenizin pozometresine güvenmekten başka yapacağınız bir şey yoktur. Bununla beraber vizörden bakarak yaptığınız kadrajda patlayan (çok şiddetli gelen ortam ışığı) ışıklar tespit edilip vurgulamak istediğiniz noktadan ölçüm yapmanız faydalı olacaktır
Gece fotoğraflarının ilginçliğini artırmanı yollarından biri harici ışık ya da dışarıdan flaş kullanımıdır. Bu teknikte normal poz süresi içerisinde flaşın patlatılarak ya da harici ışık kaynağı kullanılarak obje aydınlatılır. Bu harici kaynak kullanımı film üstüne düşen ışık şiddetini değiştireceği için diyafram değeri ile oynamak gerekebilir. Harici flaş kullanımında dikkat edilecek en önemli unsur, bazı fotoğraf makineleri ile tümleşik gelen (pop-up) flaşların bu iş için uygun olmadığıdır. Bu tür flaşlar anı çekimlerinde kullanılabilecek 4-5 metre mesafede etkilidir.

Gece fotoğrafı için uygun zamanlardan biri güneşin batışından birkaç saat sonraki süredir. Bu süre uzatılırsa gökyüzü gereğinden fazla kararacağından fotoğraf üstünde gökyüzü gereksiz karanlık bir boşluk olarak görülecektir. Bu belirleyeceğiniz kompozisyon ile bütünleşik olması durumunda hoş olabilir ama genellikle göze batar, bununla beraber gecenin ilerleyen saatlerinde evlerdeki ışıklar kararacağından ortam ölü bir şehir gibi görülecektir.

Gece çekim yaparken dikkat edilecek en önemli unsurlardan biri ağır bir tripod kullanımıdır. Ağır tripod’u taşımak zor olacaktır ama çekim sırasında ataleti yüzünden daha kararlı davranacaktır. Bir diğer önemli husus ise gece çekimine giderken yanınızda bir arkadaşınızın olmasıdır, gerek çekim yaparken makine ayarlarınızı yazma işinde size yardımcı olacaktır hem de siz çekim yaparken makinenize ve size göz kulak olma görevini üstlenecektir.

Makro Fotoğraf...

Makro, temel olarak bir objeyi çok yakından çekmek olarak tanımlanabilir. Aslında bunun bir ölçüsü de vardır ve 1:1’dir. Yani bir obje, 36x24 mm boyutlarındaki filme sığacak şekilde, gerçek büyüklüğü ile çekildiğinde makro olarak tanımlanmalıdır ama günümüzde close-up (yakın plan) veya 1:1’den daha büyük yakınlaştırmalara bile makro diyebiliyoruz.
Makro çekim, lens kapasitesi ve makinenin yetenekleri ile ilgilidir. Günümüzde dijital fotoğraf makinelerinin çoğu makro çekim moduna sahiptir ama kimyasal (analog) makinelerin kendisi, doğrudan bu yeteneğe sahip olmaz. Onlarda, lensin modeli bu olanağı sağlar.

Her ne kadar makro 1:1 olarak tanımlansa da, günümüzde yakın plan her çekim makro olarak değerlendiriliyor. Oysa bu tip yakın plan çekimlere close-up adı verilmektedir. Ama makro çekeceğimiz her objenin 36x24 boyutlarında olmasını da bekleyemeyiz.



27 Nisan 2010 Salı

Damlanın Suyla Buluştuğu An...

Eğer sizde böyle bir fotoğraf çekmek istiyorsanız,

1. En yakın arkadaşınızı arayıp, size yardımcı olmasını isteyin.:)

2. Arkadaşınız gelene kadar, bakkaldan bi koşu yumurta poşeti alıp gelin.:):)

3.Yayvan bi tepsinin içini güzelcene suyla doldurun ve yere dökmeden çalışma alanınıza getirin. :):)

4. Bakkaldan aldığınız yumurta poşetini güzelce su doldurup ağzını bağlayın. :)

Şimdi, çağırdınız arkadaşınız geldiyse yumurta poşetinde iğneyle küçük bir delik açıp yukardan tepsiye damlatmasını rica edin. Eğer gelmediyse poşeti bi yere sabitlemeniz gerekir. Poşetteki su tepsiye damlarken makro objektifli makinenizi bir tripota sabitleyip flash ayarlarını yükseltiniz. Ve netleme yapmak için damlanın düştüğü bölüme önce kalemle netleyin sonra damla ritmik şekilde düşerken sizde ritmik şekilde deklanşöre basın. Ve sakın 50 tane fotoğraf çekip kalkmayın. Mümkün olduğunca çok deneme yapın. Ne kadar denerseniz o kadar başarılı fotoğraflar çıkacaktır..

Haydi kolay gelsin. :)

Bir Damlanın İçine İSİMLERİN EN GÜZELİ'ni nasıl Yerleştirdik..?


Öncelikle; damlanın içinde oluşturmak istediğin bir nesne vb. bir cismi düşünün.

Makro objektif takmış olduğunuz makinenizi, bir tripota sabitleyin. Damla gereğinden fazla titreyeceğinden, damlayı oluşturacak şırıngayıda, sabitlemelisiniz.

Daha sonra, damlanın içinde oluşacak nesneyi, oluşturduğunuz damlanın arkasına ters bir şekilde sabitleyin. Unutmayın! Damla düz bir cismi ters- ters bir cismi de düz çıkarır. Nesneyi damlanın içinde nasıl görmek istiyorsanız, ona göre ileri veya geri çekerek kadraja alın.

Püf Noktalar.. :)

Şırınganın iğnesini olabildiğince büyük alın.. Eğer eczacı;
- Hayvan içinmi?' diye sorarsa, yanınızdaki arkadaşınızı işaret ederek,
- Hayır arkadaşım için.' demeniz yeterlidir. :):) Bu sayede %50 indirim kazanmış olursunuz.. Benim için öyle oldu. :):)

Selçuk Demirci Kimdir?
























Selçuk Demirci;

Fotoğraf sevdalısı 18 yaşında bir genç.
Fotoğraf çekmeyi çok seven ve her fırsatta makineyisini alıp yollara düşen bir çatlak. :)

Asıl mesleği, inşaat teknikerliği. Fotoğraf onun en büyük rekreasyonu.

Fotoğraf için yaptığı işler çekmekten ibaret değil. Fotoğrafla alakalı tecrübe paylaşımı, teknik konularda açıklamalar ve kendi gibi genç-amatör fotoğrafçılara her konuda yardımcı. Bu blogda yine genç-amatör fotoğrafçılar için daha çok bilgi paylaşımında bulunmak amaçlı oluşturuldu.

Kişisel Fotoğraf Galerisi.

www.sdemirci.com

Teşekküler :)